İfade Etmek: İnsanlığın İlk Sanatı

Hiç düşündünüz mü, neden bir şeyleriçizeriz?
Neden çocukken duvarlara karalamaktan, çamurdan figürler yapmaktan böylesine keyif alırız?

Çünkü insan, kendini anlatmak ister.
Henüz kelimeyi öğrenmeden resmi öğrenir.
Konuşmadan önce bile bir şeyleri ifade etmek ister.

contemporary painting in art gallery

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi öncebarınma, güvenlik gibi fiziksel ihtiyaçları koyar en alta. Ama tarih, busıranın her zaman böyle işlemediğini fısıldar bize.
Çünkü ilk insanlar, 50.000 yıl önce mağaralara sığınırken yalnızca korunmaklakalmadılar. Ellerine boya alıp duvarlara resimler çizdiler. Kimi zaman birgeyik figürü, kimi zaman ellerinin izleri…

Arkeolog Steven Mithen’e göre bu biriletişim biçimiydi: “Sanat üretimi, sembolik anlam taşıyan imgelerle iletişimkurma eylemidir.” (Mithen, 1996)

Bu sadece hayatta kalmak değildi artık.Bu, duyguların ve düşüncelerin dışa vurulmasıydı. Kuzey Afrika’da bulunan veyaklaşık 142.000 yıllık olan deniz kabuğu boncukları da buna örnektir. ArizonaÜniversitesi’nden antropolog Steven L. Kuhn şöyle der:
“İnsanlar bu boncukları kıyafetlerinetakarak kimliklerini ifade ediyordu. Sadece aile çevresine değil, daha büyükgruplara da mesaj iletmek istiyorlardı.” (Kuhn et al., 2001)

İfade etmek, hayatta kalmak kadar eski.
Ve insanın en doğal hali.

Bunu bir başka örnekte, 40.000 yıl önceAlmanya’da yapılan “Aslan Adam” heykelciğinde de görürüz.
Yarı insan, yarı hayvan. Bir efsaneninsimgesi belki.
British Museum’dan Jill Cook şöyle der:
“Aslan Adam, bilinen en eski dini inançkanıtıdır. Bu, insan toplumlarında ‘ait olma’ duygusunun köklerinin ne kadarderin olduğunu gösteriyor.” (Cook, 2013)

Ve sonra Göbeklitepe.
Henüz tarım başlamamışken insanlar biraraya gelmiş, dev taş sütunları yontmuş, üzerlerine hayvan figürleri işlemiş.
Göbeklitepe, yalnızca bir yapı değil;ortak bir hafızanın, ortak bir ritüelin sembolüdür.
Arkeolog Jens Notroff şöyle der:
“Bu yapılar, farklı topluluklarınsembolik bilgi depoları olabilir; kültürel bilginin korunup aktarılmasının biryoluydu.” (Notroff, 2014)

Ve bugün?

Bugün bizler, evimizde bir defterinkenarına karalama yaparken, eski bir gömlekten çanta dikerken, bir taşın üstüneşekiller çizerken aynı dürtüyle hareket ediyoruz:
Kendimizi ifade etmek,  iz bırakmak,anlatmak.

Kimi zaman bir çizgiyle, kimi zaman birsessizlikle, ama hep içimizde hep varolan bir dürtüyle.

Kaynakça

●    Mithen, S. (1996). ThePrehistory of the Mind: The Cognitive Origins of Art, Religion and Science.Thames and Hudson.
Erişim:  (Kitap – çevrim içi tam metinbulunmamaktadır ancak özet: https://www.worldcat.org/title/34922841)

●    Kuhn, S. L., Stiner, M. C., Reese,D. S., & Güleç, E. (2001). Ornaments of the earliest Upper Paleolithic: Newinsights from the Levant. Proceedings of the National Academy of Sciences,98(13), 7641–7646.
Erişim:https://www.pnas.org/doi/10.1073/pnas.121590798

●    Cook, J. (2013). Ice Age Art:Arrival of the Modern Mind. The British Museum Press.
Erişim: Müze yayını hakkında bilgi:https://www.britishmuseum.org/exhibitions/ice-age-art

● Notroff, J., Dietrich, O., & Schmidt, K.(2014). Gathering of the Dead? Death Rituals, Social Order and theArchaeology of Immortality in the Ancient World, Cambridge UniversityPress.Erişim:  Kitap özeti ve bölümler:https://www.cambridge.org/core/books/death-rituals-social-order-and-the-archaeology-of-immortality-in-the-ancient-world/gathering-of-the-dead-gobekli-tepe